’’Öğretmenlerime inanıyorum. Birlikte çok güzel işler başaracağız .Siz olmadan hiçbir
yeniliği hayata geçiremeyiz. Biz güçlü ve büyük bir aileyiz. Öğretmenlerimin arkasındayım,’’
diyen büyüklerimiz olsa. Kusura bakmayın ben böyleyim işte oldum olası hayal kuruyorum.27
yıldır;24 Kasım da atılan nutuklarla umutlanıyor ertesi gün kendime geliyorum.
‘’Ay çocuğumun psikolojisi bozuldu.’’ Doktora götürdüm. Şunu yaptım, bunu yaptım.
Öğretmen suratını asmış, bugün başını okşamamış, kıyafetine iltifat etmemiş. Kardeşim
çocuğun Çin malımı zırt pırt psikolojisi bozulsun. Sen psikologlar eşliğinde mi büyüdün?
Öğretmen zorlamayacaksa, kural koymayacaksa, kızmayacaksa nasıl eğitecek, nasıl
öğretecek? Evde yarım saat ayırıp birlikte oynamadığın,ödevlerine yardım etmediğin,birlikte
etkinlik yapmadığın; televizyonun, bilgisayarın başında robota dönüştürdüğün çocuğunu;
bırak ta oynarken düşsün, arkadaşı itelesin, saçını çeksin, cezalandırılsın ama yaşasın.
Ağlasın, gülsün, hatasını anlasın özür dilesin, affetsin. Yanlış yapıp doğrusunu öğrensin.
Çocukların psikolojisini ; yıllarca sevgiyi ilgiyi,esirgeyen ,onları oyuncaklara sanal aleme
mahkum eden hayattan koparan aileleri bozuyor.Doktora gitmesi gereken birileri varsa o da
çocuklarını dört duvar arasında sevgisiz büyüten ailelerdir.Bırakın çocuklar hayatı düşe
kalka öğrensin.Ayrıca okulda eğitim öğretim öğretmenin işidir.Öğretmenin işine
karışmayın.Kendi alanınızda ;evde,sokakta,tatilde neler yapmanız gerektiğini öğrenin ve
uygulayın.Kendi hatalarınızı okula yüklemeyin.Eğitimi yormayın.Okulun çalışanlarını
yormayın. Lütfen okulda eğitimi öğretmene bırakın. Eğitim bir süreçtir, süreci baltalamayın.
Bırakın öğretmenler işini yapsın. Sizler anne baba olarak sağlığıyla, mutluluğuyla, aile içi
huzuruyla çocuğa destek olun. Velinin görevi sağlıklı bir çocuk yetiştirmek, düzenli okula
göndermek çocukların sevgi ihtiyacını karşılamak, destek olmaktır. Eğitim öğretimde otorite
öğretmendir. Öğretmenin her yaptığını sorgularsanız; şevkini kırar ,çocuğunuzun doğru
eğitim almasına engel olursunuz.
Şehzade Mehmet çocukken çok yaramaz bir çocuktu. Hocası Akşemseddin’i çileden çıkarırdı.
Hocası kendisine kızdığı zaman hemen “Ben Padişahın oğluyum bana bir şey yapamazsın”
deyip tehdit ederdi. Padişaha şikâyet etmeyi edepsizlik sayan Akşemseddin, durumu II. Murat
Han’a anlatamıyordu. Küçük şehzade Mehmet’in yaptığı yaramazlıklar çekilmez olmaya
başlayınca; destur dileyip II. Murat’ın huzuruna çıkar. “Padişahım size bir durumu arz
edeceğim ancak hayâ ediyorum” deyince II. Murat Han “Buyur çekinmeden anlatabilirsin”
der. Bu söz Akşemseddin’irahatlatır .Olayı anlatmaya başlar. ‘’Padişahım oğlunuz, şehzade
Mehmet çok yaramaz, onun yaramazlıkları yüzünden ders işleyemiyorum, kendisine kızdığım
zamanda hemen sizinle beni tehdit ediyor,’’ deyince II. Murat Akşemseddin’in yanına gelerek
kulağına bir şeyler fısıldar.II. Murad Han’ın kulağına söylediği sözleri duyan Akşemseddin
çok şaşırır. Bu planı uygulamak mümkün değildir. Akşemseddin plan konusundaki
rahatsızlığını padişaha iletir lakin Padişah onu dinlemez ve bu iş olacak, der.
Ertesi gün yine derste Mehmet yaramazlık yapar. Akşemseddin’in uyarısına aynı tehdit
cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girer. Bu olay karşısında
Akşemseddin hiddetlenerek Padişaha bağırır ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa
giremeyeceğini izin istemesi gerektiğini söyleyerek dışarı çıkmasını ister. Padişah boynunu
bükerek özür diler ve dışarı çıkar.
Bu olay karşısında Şehzade Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını bilememiştir. Güvendiği
padişah babası tokat yemiştir. Şehzade Mehmet allak bullak olmuştur. Kapı vurulur ve
Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girer. Plan amacına ulaşmıştır. Çünkü
güvendiği dağlara kar yağmıştır. O günden sonra Şehzade Mehmet asla yaramazlık yapmaz
ve hocasına saygıda kusur etmez.Murat Han bu davranışıyla ;21 yaşında İstanbul’u alan ,çağ
kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet’in yetişmesini sağlamıştır.
Eğitimin ne anlama geldiğini bilen ve çocuğuna ve okuluna destek olan velilere ve
yöneticilere ihtiyacımız var.Belki bir Murat Han olamayız ama O’nun bu davranışını örnek
alarak çocuklarımızın geleceği için doğru kararlar verebiliriz.
Liderler bugünü, öğretmenler geleceği yönetir. Geleceğimizi yöneten öğretmenlerimize ve
emeklerine saygı gösterip destek olursak, çocuklarımızın geleceği için daha faydalı oluruz.
Unutmayınız ki öğretmenine saygı duymayan çocuk sizlere de saygı duymaz.
İlkokul öğretmenim Nejla Karadurman ve müzik öğretmenim Şinasi Evirgen şahsında ;
emekli olan ve yaşça bizlerden büyük olan öğretmenlerimizin ellerinden, genç
arkadaşlarımızın gözlerinden öpüyor, nice sağlıklı, mutlu, başarılı yıllar diliyorum.