Usta öğretici olmak zordur. Hem de çok zor. Dışarıdan bakan birinin bunu anlaması imkânsızdır.
Mesleki teknik, kültür ve sanat alanında önemli bir boşluğu doldurmalarına rağmen görülmezler. İhtiyaç olduğunda göreve çağrılıp iş bitince kapılar yüzlerine kapatılır. Nice gence, çocuğa, yetişkine hizmet verirler. Kimi boş vakitlerini değerlendirmek kimi ise bilgi ve becerilerini arttırmak için halk eğitimlerin kapısını çalar. Halk eğitimi merkezleri de ellerindeki mevzuata uygun olarak usta öğretici başvuruları arasından uygun olanı görevlendirirler.
Bazı alanlar; ustalık gerektirir, halı-kilim dokuma, çömlek, kuyumculuk, aşçılık, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlar gibi. (Artık geleneksel alanda da yüksek öğrenim görmüş usta öğreticiler mevcut.) Bazı alanlar ise müzik, spor, yabancı diller gibi yüksek öğretim ve antrenörlük becerisi gerektirir.
Usta öğreticilerin eğitim düzeylerinin farklılığı ve hizmet verdiği alanların genişliği göz önünde bulundurulduğunda sağlam bir mevzuata ihtiyaç olduğu açıktır. Maalesef her yıl değişen mevzuat hem halk eğitimlerde çalışan idarecilerin hem de usta öğreticilerin çalışma barışını ve huzurunu bozmaktadır. Sürekli belirsizlik yaşayan usta öğreticiler sık sık idarecilerle karşı karşıya gelmektedir. Ülkemizdeki işsizlik sorunu dikkate alındığında sağlık sigortası ve ek ders ücreti karşılığı hizmet veren usta öğreticiler sık sık ekmeğini kaybetme korkusu yaşamaktadır. Kursları açık olduğu sürece işleri vardır. Kursları bitince işleri biter, sigorta çıkışları verilir. Kurs açma şartları, yeri, zamanı, tarihi sürekli belirsizdir.
Halk eğitimi merkezleri; toplumun ihtiyacı olan eğitimleri vermenin yanında çağımızın hastalığı olan stres ve depresyonla mücadele eden insanlarımız içinde kurtarıcıdır.
Hizmet alanı çok geniş olan halk eğitimi merkezleri her ilde göz bebeği olarak görülmeli ve işleri kolaylaştırılmalıdır. Devletimize ve kanunlarımıza karşı boynumuz kıldan incedir lakin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." sözü şiar edinilmelidir.
Peki çözüm nedir?
-Kapsamlı ve sektör deneyimi olan paydaşlarla birlikte mevzuat hazırlanması.
-Devletin işlerini yürütmek üzere görev alanların paydaşlar arasında adaletle muamele etmesi.
-Halk eğitimi merkezlerinden ve usta öğreticilerden görevleri dışında hizmet beklenmemesi.
-10 yıl ,20 yıl gibi bir süre çalışmış olma şartı belirleyip bu kadar hizmet eden (eğitim, çalışma süresi gibi kriterler de göz önünde bulundurularak) usta öğreticiler belediyelerde veya kamu kurumlarında istihdam edilmelidir. Mesela her belediyede sektörü deneyimi olan halk oyunları (usta öğreticisi) hocaları, mesleki teknik alanda eğitim veren hocaları, spor kulüplerini çalıştıran hocaları olmalıdır. Malatya'mızda buna örnek istihdam azda olsa mevcuttur.
Köylerimizde, mahallelerimizde, semt konaklarımızda, okullarımızda, kültür merkezlerimizde vb. açılan halk eğitim kurslarına sahip çıkalım ve faydalanalım. Bölgelerin ve insanların ihtiyaç istek ve taleplerine göre açılabilecek 2500 civarı kurs mevcuttur, bakanlığımızın yaygın eğitim programları bünyesinde.
Her işte olduğu gibi sabır, tahammül, karşılıklı anlayışla çözülemeyecek sorun yoktur. Bazen küçük dokunuşlar büyük ferahlık ve çözümler getirir. Usta öğreticilerin mücadelesine yakinen tanıklık etmiş bir olarak söylüyorum adaletli bir düzenlemeyi hak ediyorlar. İşini hakkıyla yapmayanlar mı? Onlar her yerde var. Devletin görevi ise hak edene hakkını teslim etmektir.
Nurgül Bektaş Yakın