Sosyal medyada adamın biri paylaşmış."Japonlar günah işlemiyorlar mı ki onlar depremden ölmüyor,"diye.
İnsanlar günah işlediği için değil eceli geldiği için ölür.(İnancımız gereği böyle düşünüyoruz.)
Deprem değil ihmaller zinciri öldürür,bunu da biliyoruz.
Allah inancımız gereği yapmamız gerekenlerden dolayı hesap sorar bunu da biliyoruz lakin günahlarımızdan dolayı felaketleri vermez diye düşünüyoruz.
Fakat öyle günahlarımız var ki ...Hem bu dünyada hemde ahirette hesabını sorar Rabbim...
Mesela; Malatya'da 6 Şubat gecesi 02'de bir kadını üç yaşındaki çocuğu ile gece yarısı dışarı atan kocası,kadının o saatte arayabiliceği güvenebileceği birinin (akraba,komşu...)olmaması,o saatte evden kavga gürültü atılan kadının sesini çocuğun sesini duymayan komşuları,gece yarısı parkta(Gece sokaklar boş olur ama illaki biri görmüştür.) bir kadın çocuğu ile ne yapıyor yardım edeyim diyen birirnin çıkmaması ve iki saat sonra herkesin evinin yerle bir olması...
Mesela; sadece görevini yapan amirleri koş şu kişiyi takip et dediği için kaçan kişileri kovalarken kolu(montu) bir bayana çarpan, bayan tarafından tacize uğradım diye şikayetçi olunan fakat o personeli için benim personelim böyle bir şey yapmaz diyemeyen amirleri mi?...(O kişi hapis yattı ve çocukları perişan oldu.)
Yada fakirlik edebiyatı ile ünlenip yanında çalışanları kendi malı gibi görüp sömüren,hakaret eden hatta bunları gözümüzün içine sokarak para kazananlar mı?
Yada hergün zam yapan haksız kazancı kendine hak gören esnaf mı? Günde üç defa etiket değiştiren marketler zinciri mi?
Evini arabasını değiştirmeye doymayanlar mı?
Üç beş ev alıp ev fiyatlarını arttıran ve bu evleri fahiş fiyatlarla kiraya verenler mi?
Caminin hemen yan tarafında cemaatin ve esnafın gözü önünde bir kadını yakapaça sürüyen adamlara dur diyemeyen esnaf ve cami cemaati mi? (Sütçü İmam'ın kemiğini sızlatan bu duyarsızlar mı?)
Güzel işler yapmak isteyen insanların önünü kesmek için türlü fırıldak çevirenler mi?
Ülkesi,şehri,cemiyeti için güzel işler yapmak yerine fitne çıkaranlar, fesatlık ve ayrımcılık yapanlar mı?
Haddini, sınırını bilmeden fütursuzca yaşayanlar mı?
Engelliyi,çocuğu...günahlarını aklamak için reklam malzemesi yapanlar mı?
Her şeyi kendine hak görüp başkalarının haklarını gasp ederek, yükselme hırsı ile gözleri kör olanlar mı?
Oturduğu makamın emanet olduğunu ,emaneti hakkıyla temsil etmesi gerektiğini bilmeyenler mi?
Çaldığını çırptığını aklamak için hayır yapanlar/yaptığını zannedenler mi?
Son yıllarda obez olmuştuk.Şehirler,evler,duygular,nefisler hep obezdi.
Kimsenin insanlığın dertleri ile dertlenmek gibi bir derdi yoktu.Davasız, amaçsız,hedefsiz; öylesine yaşıyorduk ,sürekli nefsimizi besleyerek...
Ders çıkarabilecek miyiz?
Sahi Allah'ın rızasını kazanmak için ne yaptık? Ne yapmalıyız?
Yoksa bu felaketler zincirinden de ders çıkarmadan yolumuza devam mı edeceğiz?
Nurgül Bektaş Yakın