Sessizce bir mahalle bekçisi şehit oldu. Ben çocukken de vardı mahalle bekçileri. Ne çok
severdik. Gece sokakta oynayan çocuklar, kapı önlerinde oturan yaşlılar güven içinde olurdu.
Ev halkından biri gibiydi. Her şeyden haberleri olurdu.
1974 yılında mahalle ve çarşı bekçileri alımları durdurulmuş.
1991 yılında mevcut bekçilerin tümü, sokaklardan çekilip yardımcı hizmetlerde
görevlendirilmeye başlandı.2007 yılında halihazırda bulunan 8 bin bekçi polis kadrosuna dahil
edilmişti ve bekçilik kalkmıştı.2016 yılında tekrar mahalle bekçiliği getirildi. Bu haberi
duyduğumda içimde çocuksu bir sevinç meydana gelmişti.
-Geç oldu hadi evlerinize...
-Hıımm görmedi sanmayın yaptığınız doğru değil...
-Baban geldi mi, selam söyle...
-Hastanız nasıl oldu?...
Çocukluğumdan kalan görüntüler tekrar canlanmıştı hafızamda. Elleri arkasında boynunda
bekçi düdüğü sokakta aniden beliren bekçi amcalar...İnsanlar arasında güven üzerine kurulu
ilişkilerin olduğu günleri hatırlatmıştı.
Küçükçekmece'de görev yapan bir bekçiye sarhoşun biri çarpmış. Çocuğun bacağı kopmuş ve
nihayetinde kurtaramamışlar, ölmüş. Ne kadar basit değil mi?
Sen yetiştirmek için onca emek harca hatta kendi hayatından ve hayallerinden vazgeç, saçını
okşamaya kıyama ; kendini, nefsini kontrol edemeyen bir aşağılık gelsin çocuğuna çarpsın
paramparça etsin, öldürsün. Gencecik bir çocuk kara toprağa bir aklı kontrolsüz, ahlaksız
tarafından öldürülsün ve gitsin. İçmesen ölmezdin. Hatta iyi bir gün geçirirdin, güzel ve
sağlıklı bir hayatın olabilirdi. İçtin, bir aileyi ateşlerde yaktın. Genç bir delikanlıyı hayatından
kopardın.
Başımızda bunca musibet varken birde senin keyif düşkünlüğüne ŞEHİT verdik. Allah, sen ve
senin gibileri ıslah etsin.
Keşke zıkkımın kökünü içseydin. Aklımdan geçenlerin hepsini bir bir söyledim lakin
yazamadım. Söylediğim hiç bir söz öfkemi hafifletmeye yetmedi.
Kansu Turan ,Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun evladım. Yaktın bizi…
Nurgül Bektaş Yakın