İnsanoğlu farklı bir yaratılışa sahiptir. Anlaşılması güçtür ki yeri gelir kendi kendini bile anlayamaz. Dert ettiklerinin nimet olduğunun farkına varamaz. Hep daha iyisi olsun der, içinde bulunduğu belki de en iyisidir bilemez. Bazen yorulur dinlenmez, bazen ise dinlenik haldeyken yorulur. Bu yorulmalar beden yorgunluğu değildir. Peki nedir? Ben söyleyeyim. Yetinememektir. Kendine yetememektir. Elindekilerle mutlu olamamaktır. İnsanoğlundaki bu mutlu olamayışların sebebi nedir? Hayatla alıp veremediği nedir? Ya da neden huzur varken huzursuzluk gelip konuverir insanoğlunun hayatına? Şöyle elinin tersiyle itiverse tüm olumsuzlukları yine de mutlu olamaz mı dersiniz? Evet haklısınız yine de mutlu olamaz. Çünkü hayat her zaman olumlu süreçleri sunmaz. Olumsuzluklarla birlikte olumluları da sunar. Tercih meselesidir geri kalanı. Önemli olan nedir biliyor musunuz? Önemli olan huzursuzken huzuru arayacağı yeri bilmektir. Mutsuzken bu durumun kalıcı olmadığına inanmak ve geçeceği gerçeğini göz önünde tutmaktır. Ve en önemlisi hayatın peşini bırakmadan sürüne sürüne de olsa hayallerine doğru yaşamaktır.