Biz Malatyalılar güzel insanlarız, sıcak kanlıyız, çalışkanız, zekiyiz… İl dışından gelenlere dört elle sarılır yardımcı oluruz. Ömür boyu süren dostluklar ve arkadaşlıklar kurarız. Misafirperveriz. Yeri gelince dünyayı omuzlarız. Vatanımız için canımızı düşünmeden feda ederiz.
Gelin görün ki içimizden olan insanlara karşı aynı hassasiyeti gösteremiyoruz. Ne zaman güzel ve farklı bir çalışma yapan olsa ya da bir kanaat önderi çıkıp farklı bir şeyler yapmaya çalışsa Onu engellemek için elimizden geleni yapıyoruz. Acımasızca eleştirmek, arkasından kuyusunu kazımak en insaflı olanları. Diğer iller gelişmek için uğraşırken bizler bizim için çalışan insanları yormaya çalışıyoruz. Lider ruhlu ve çalışkan insanları olan bu güzel şehrin sürekli bu girdapta kaybolması bizleri ziyadesi ile üzüyor.
Başka illerde de bu sorunlar var mı bilemiyorum ama Malatya’da ki bu trajikomik durum kronikleşmiş durumda. Çocukluğumda köyümüzde yaşanan bir hadise ile sorunu örneklendirerek anlatmaya çalışayım. Köyümüzde adamın biri lacivert takım elbise mavi gömlek ve kravat almış eve gelmiş. Aynanın karşısında güzelce giyinmiş, saçlarını taramış evin avlusuna çıkmış. Kardeşleri’’ Hayırdır ne bu halin?’’ demişler. Adam, ‘’Önümüzdeki seçimlerde aza olmak için aday olacağım.’’ demiş. Kardeşleri itiraz etmişler.’’ Eğer köylüler sana oy vermezse huzurumuz kaçar, aday olma.’’ diye diretmişler. Adam ısrarla ‘’Aday olacağım.’’ demiş. Kardeşleri ‘’Hayır aday olmanı istemiyoruz.’’ demişler, kavga çıkmış. Adamcağızın üstü başı perişan olmuş. Kenara çekilip oturmuş. Bakmış ki kıyafetleri yırtılmış, toz toprak içinde. Eli yüzü de kan içinde kalmış. Derin bir iç çekmiş ‘’İçinizde bir adam çıkacaktı vurunda öldürün …’’demiş.
İnsanları desteklemek, yüreklendirmek, rehberlik etmek varken engellemek neden? Yapabilirsin, başarabilirsin, sana inanıyorum demek varken; beceremezsin, rezil olursun gibi engellemek niye?
Biz Malatyalılar artık aklımızı başımıza almalıyız ve birbirimizi desteklemeli, yüreklendirmeliyiz.
Ya desteklemeli ya yol açmalı ya yol göstermeli ya da yoldan çekilmeliyiz.
Nurgül Bektaş YAKIN