Aslında bu haftaki yazımda Mevlana gibi sevmeyi anlatacaktım. İlahi aşka yolculuğu anlatacaktım. İnsanları sevin, yaratılanı yaratandan ötürü sevelim ki davamız olsun diyecektim. İnsanlığı dert edinir dava sahibi olursak ancak Allaha varan aşkı bulabiliriz diyecektim. Diyemedim. Kudüs yüreğime oturdu. Mescid-i Aksa kalbime saplandı.’’ Beni sevmiyorsan sahiplenmiyorsan hangi ilahi aşktan bahsediyorsun ,’’dedi. Adanmış, dava sahibi insan olmanın erdemlerini yazamadım;’’ İlk kıblenin sesini duymuyorsan yazma,’’ dedi. ‘’Bana sahip olamıyorsan bırak başka davaların olmasın,’’ dedi.’’ Sen hangi dertten bahsediyorsun; ben İsrail çizmesi altından ezilirken utanmıyor musun,’’ dedi. ‘’Müslümanlar tükürse İsrail gibi bir devlet kalmaz, sen hangi fikirden bahsediyorsun ,’’dedi. ‘’Filistinliler her gün Kudüs’te ölürken sen yaşıyorsun ,bu utanç size yetmiyor mu ,’’dedi.
Utanıyoruz ,her gün yerin dibine giriyoruz, bu utanç bize yetiyor da artıyor bile. Bizim gibi Müslümanlar olmaz olsun.Bu gün Kudüs’e sesiz kalan ,yarın Mekke’yi de , Medine’yi de,Kabe’yi de bağışlar.
Türkiye gereken tepkiyi gösteriyor ama halen İslam ülkelerinde güçlü sesler gelmedi .Şaşırdık mı, ’hayır’. Arabistan zaten küçük ABD ve örtülü İsrail gibi davranıyor. Diğer Müslüman coğrafyalar savaşla boğuşuyor. Osmanlı’dan koparmak için çevrilen fırıldaklar hep bu bugünler için hazırlıktı. Bunu görmeyenler İsrail’in değirmenine yıllarca su taşıdılar. ABD Orta Doğunun zenginliğini, İsrail vadedilmiş toprakları istiyor.150 yıllık mücadeleleri meyvelerini vermeye başladı. Türkiye’den başka sahiplenen de yok. Allah’ın izniyle devletimiz her zaman ki gibi mazlumların yanında olmaya ve Müslümanların haklarının savunucusu olmaya devam edecektir. Bizlerde her zaman olduğu gibi devletimizin arkasında durmaya devam edeceğiz. Allah cümlemizin aklını başına getirsin. Bizi gözü kör, kulağı sağır, gönlü kararmış Müslüman görünümlü insanların tuzağından korusun, birlik ve beraberliğimizi daim etsin. Şerefsiz yaşamaktansa şerefli ölümler nasip etsin, Şimdilik kalbimiz Kudüs’te…
Mescid-i-Aksa
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vahayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Mehmet Akif İnan