BU DÜNYADA BİR MUHSİN YAZICIOĞLU GEÇTİ.
Seni üşüttükten sonra, artık martlar soğuk olmuyor. ’’Üşüyorum’’ demiştin ya bir şiirinde zindanda yatarken; işte bizi de üşüttün, gittin.
Hani zindanda”Haluk, Allah” de acı çekmezsin demişsin ya işte o günden beri Allah” diyoruz ve acı çekmiyoruz biliyor musun?
Devlet adamı ile devletin adamı arasında ki ince çizgi varya işte seni o ince çizgide tanıdık. Sen’’ Devlet Adamıydın’’, her daim devletinin milletinin yanında olan.
10 yıl hapis yattın.7,5 yılı hücre cezası olmak üzere. Sonra’’ pardon sen suçsuzsun’’, dediler. Tek bir gün devletine milletine kin duyduğuna şahit olmadık.
28 Şubat sürecinde tek bir cümle söyledin asra bedeldi.’’Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.’’ Milletin duygularına tercüman oldun.
Devletin ne zaman çağırsa koştun. Ama sen bir defa çağırdın ne devletin ne milletin sana yetişemedi. Yetişemedik. Bu sefer zindanda değil dağda üşüttük seni, kekik kokan koyakları hayal ettirerek.
Bir dakikasına hakim olamadığımız dünyanın kölesi olduk ve seni dondurduk.
Bir Muhsin vardı… Mütevazi, inançlı, milli manevi değerlerine bağlı, anasının kara gözlü oğlu…Nur içinde yat. Seni birkaç satırla anlatmak imkânsız. Kitap yazmak lazım, belki vicdanımızın üşümesine engel oluruz.
ÜŞÜYORUM
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum.
MUHSİN YAZICIOĞLU
Necip Fazıl Kısakürek’in dizeleriyle sana sesleniyorum. Yiğit, dik duruşlu lider.
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
Utanıyoruz…