Son zamanlarda dünyada ve ülkemizde çeşitli doğal afetler görülmektedir. Doğal afetlerin sonuçları bazen çok ağır olabilmektedir. Ani gelişen doğal afetlerden bir tanesi de depremdir. Mesela depremler de can ve mal kaybı yaşanmaktadır. Depremin ne olduğunu ve nasıl oluştuğu hakkında şunları söyleyebiliriz; Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir. Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. 26 Eylül 2019 tarihinde İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında saat: 13.59'da 5,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İstanbul'da deprem nedeniyle büyük panik yaşandı. Çevre illerden de hissedilen depremin ardından vatandaşlarımız büyük bir korku yaşadı.
Peki, doğal afetler neden bu kadar sık sık olmaya başladı. Acaba Allah’ın insanlara bir uyarısı mıdır? Gelişen teknolojiyi kötüye kullananlar mı? Haksızlıklara zulme uğramış ve ölen insanlar mı? Yolsuzluklar, faizler, zinalar, boşanmalar, insan ve hayvan şiddetleri mi? Daha sayamadığımız niceleri….
Kur’an-ı Kerim’e göre kavimlerin helak oluşuna bizzat o topluluklarda yaşayanların kendileri neden olmaktadır. Toplumların helakinin nedeni de işte burada yatmaktadır. Yüce Allah çok merhametlidir. Onun merhameti her şeyi kuşatmıştır.
“Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helak edeceğiz, ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış bulunuyor.” (İsra,17/58)
Bundan dolayı, kendimize yol gösterici olarak Kuran'ı rehber edinerek Yüce Allah'ın Kuran'da bizlere neler bildirdiğini, son derece titiz ve dikkatli bir biçimde incelememiz ve bunlar üzerinde düşünmemiz gerekmektedir. Nitekim Allah, Kuran'ın gönderiliş amacının insanları düşünmeye yöneltmek olduğunu bildirir. Ümmetlerin ve insanların helak zamanlarını takdir eden Allah’tır. Bu takdir ve ecelin dışında hiçbir kimsenin ölmesi, hiç bir ümmetin yok olması söz konusu değildir.
Doğal afetlerin önlenmesi, insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesi, doğal afetler sonrası maddi ve manevi anlamda travma geçiren toplumlar için farklı tedbirler alınmak için çalışmalar yapılmaktadır. Geçmişte yaşanan doğal afetler toplumumuz tarafında büyük etkiler ve izler bırakmıştır. Mesela 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen halen toplum tarafında bir fobisi bulunmaktadır.
Dünyada farklı ülkelerde doğal afetler gibi insani krizler nedeniyle evlerinden ayrılmak zorunda kalan insanlar hâlâ hayatlarını mülteci olarak sürdürmektedirler. Doğal afetler sebebiyle bin bir acıya maruz kalan insanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve sürdürülebilir geçim kaynaklarının oluşturulmasına ilişkin kalıcı politikalar da hâlâ üretilmiş değildir. Bu durum söz konusu krizlerin diğer kuşaklara aktarılmasına neden olmaktadır. Her yıl binlerce insan doğal afetler sebebiyle temiz su, yiyecek, barınak gibi hayati ihtiyaçlardan mahrum olduklarından yakalandıkları salgın hastalıklar sebebiyle hayatlarını kaybetmektedir. Dolayısıyla ülkeler bu gibi doğal afetler konusunda hazırlıklı olmalıdır.
Afet türlerini bilgi amacıyla şöyle sıralayalım;
Jeolojik Afetler: Deprem, Heyelan, Kaya Düşmesi, Volkanik Patlamalar, Çamur Akıntıları, Tsunami
Klimatik Afetler: Sıcak Dalgası, Soğuk Dalgası, Kuraklık, Dolu, Yıldırım, Kasırga, Tayfun, Sel, Siklonlar, Tornado Tipi Çığ, Aşırı Kar Yağışları, Asit Yağmurları, Sis, Buzlanma, Hava Kirliliği, Orman yangınları.
Biyolojik Afetler: Erozyon, Orman Yangınları, Salgınlar, Böcek İstilası
Sosyal Afetler: Yangınlar, Savaşlar, Terör saldırıları, Göçler.
Teknolojik Afetler: Maden Kazaları, Biyolojik, nükleer, kimyasal silahlar ve kazalar, Sanayi kazaları, Ulaşım kazaları.
Yüce Allah’a sığınırım! Yerde ve Gökte hiç bir şey o’nun adına sığınana zarar veremez. O işitendir ve bilendir. (Ebu Davud)
Allah bizleri, ülkemizi ve tüm Müslümanları felaketlerden, belalardan ve savaşlardan korusun.(Âmin)