Af çıktı!!! Af çıktı!!! Af çıktı!!! Deseler sizce neler olur?
Barış olur, kardeşlik olur, dargınlıklar kalkar, küsler barışır, güzellikler olur ve insanlar mutlu olur. Basit ve dünya malı için annesine, babasına küsmüş ve bayramda dâhil el öpmeye gelmeyen kibirli evlatlar. Sizi dokuz ay boyunca karnında taşıyan ve yıllarca emek verip büyütüp okutan bir anneye ve her zaman gecesini gündüze katan değerli babaların hakları ne yaparsanız yapın ödeyemezsiniz. O yüreği büyük ve her daim sizleri af eden anne babanıza geldiğinizde elini öpmeye istediğinizde inanın hiç bir şey düşünmeden size sarılır ve af eder. Bir anne oğlunu yıllardır görmüyor ve konuşmuyor. Ne kadar acı değil mi? Şimdi tüm anne ve babalar Af çıktı!!! Diye sizlere sesleniyor küsmüş, darılmış, kırılmış evlatlar her şeyi bir kenara bırakın ve kibiri ayağınızın altına alın anne ve babanızın elini öpün onların gönlünde hep size bir af vardır.
Dinimizde ise mümin bir hata yaptığında nasıl Allah’ın sonsuz şefkat, merhamet ve bağışlayıcılığına sığınıyorsa, kendisi de diğer müminlere merhametli ve affedici olmalıdır. Bir Kuran ayetinde, Allah buyurur; “Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam’a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf Suresi, 199) Kalbi Allah’ın zikriyle hastalıktan arınmış/yumuşamış olan mümin, karşısındaki müminlere de hüsnü zan eder, bağışlayıcı olur. Bu Rabbinin buyruğudur ve önemli bir yükümlülüktür.
Ben de size çocukluğumdan bir anı anlatayım; ‘’Ben 10 yaşındaydım. İlkokulu köyde okudum. Bizim köyde arkadaş tayfamız vardı. İki farklı gruptuk ve Futbol oynardık. Futbol turnuvamız hep Cuma günü okul bitiminde başlardı. Karşı grubu futbol turnuvasında hep yenerdik. Maç sonunda onlar bizimle hep kavga ederlerdi ve yenilgiyi kabullenemezlerdi. Hafta içi okulda o grupla konuşmazdık. Âmâ bizde her Cuma okul çıkışında arkadaş tayfamızla bir araya gelerek karşı taraf grubuna yüksek ses ile Af çıktı!!! Diye bağırırdık ve o grupta bize aynı sözleri karşılık vererek barışırdık. Tekrar karşılıklı oyunlar oynardık. Çocukluk yıllarımız böyle geçerdi.’’ Dolaysıyla birbirlerine darılmış, kırılmış ve küsmüş bireyler, size her ne kadar ağırda gelse de af etmek ama siz yine de değecek insanları af edin ve kucaklaşın.
Af etmek o kadar güzel ki af eden af edilenden üstündür. Af olmazsa sevgi diye bir şey kalmaz. Af olmasa o kadar çok insan birbirine darılabilir, sürtüştükleri o kadar çok konu olabilir ki… Ancak Allah, affedicilik özelliğiyle müminleri sağlıklı yaşayabilecekleri şekilde yaratmıştır. İman etmeyen insan kinlendiğinde kini bir ömür boyu devam eder; hoşgörü ve bağışlayıcılığının bir tahammül sınırı vardır. İnsanlar öyle bir duyguya sahiptir ki Ardı ardına gelen hataları ve yanlışları sonucunda ‘bardak dolar’ ve ‘son Damla’nın da taşmasıyla karşısındaki kişiyi artık affedemez duruma gelir. “Ben onu çizdim, benim için bitti” der örneğin. Oysa mümin, binlerce kez hata yapmış da olsa sevdiğine karşı merhametlidir. Asıl Allah’tır bağışlayıcı olan; bizler ceza veremeyiz.
Her ne olursa olsun Affetme sıkıntı, azap, çile içinde olmamalı, gönülden olmalıdır. İntikamın şeytani bir tadı vardır; ondan kaçınıp, samimi, içten affetmek, şefkatle bakmak gerekir. Affetmek, müminler arasındaki sevgi zeminini oluşturmada Allah’ın sunduğu sayısız nimet ve güzellikten biridir. Affetmek, sevginin önündeki engelleri kaldıran temizleyicidir. Dolaysıyla Af etmek güzeldir. Herkes darıldığı kişiyi af etme dileğiyle bugün af edeceğiniz kişiye Af çıktı!!! diye haykırın ve birbirinizi Af edin.