Son yıllarda Malatya boşanmalarda İzmir’den sonra ikinci sırada yer alıyordu. Sanırım kısa süre önce İzmir’i sollayıp birinciliğe oturmuşuz.
NEDEN?
Masal gibi sevgiler yerine masal gibi düğünler hayal ediyoruz. Flört diye işin cılkını çıkarıp yüzgöz olduktan sonra nikâh masasına oturuyoruz. Günde bin defa’’ seni seviyorum aşkım’’ mesajı yazıp sevgimizi değersizleştiriyoruz. Düğünümüz Hilton’da mı, Reyyan’da mı, falanca otelde mi olsun diye hesap yaparken sinirlerimizi yıpratıyoruz. Çiçekti böcekti diye bir sürü ayrıntıyla ailelerimizi yoruyoruz. Birbirimize saygı duyacak hiçbir alan bırakmıyoruz. Bizim masal gibi düğün, diye planladığınız düğünleri yapamayacak olan gençlerin günahına giriyoruz. Bir tören yerine söz, nişan, nikâh, kına, düğün diye seri törenler organize ediyoruz. Yüzgöz olma tavan yaptıktan sonra, nihayet evleniyoruz.
Daha önce birkaç kişiyle daha flört ettiğimiz için geçmişimiz yakamızı bırakmıyor. Tabi bana kimse karışamaz hayatımı yaşarım egosunu saymıyorum bile. İki tarafın güvensizlikleri ilk günden gençlerin yakasına yapışıyor. Üstüne üstlük borç harçla yapılan düğünlerin ardından ödeme sıkıntıları da başlıyor. Düğüne hazırlık aşamasında aileler Yalova Kaymakamı (kim takar Yalova kaymakamını sözü) rolünde olduğu için anlaşmazlıklara müdahilde olamıyorlar. Bazı anne babalarda ‘’oğlum, kızım sen daha iyisine layıksın kendini ezdirme’’ gibi saçma bir desteğe imza atıyorlar. Ne yazık değil mi? Oysaki gençlere akıllı olun, kul kusurludur birbirinizi affedin. Evlilik, hayat arkadaşlığıdır birbirinizin kusurlarını örtün. Gücünüzün dışındaki yaşantılara özenmeyin. Yanlış işler yapmayın. Allah’tan korkun. Eşinize karşı merhametli olun, birbirinize karşı dürüst olun… Gençler hata yapar büyükler ise affeder. Büyükler yol gösterir, destek olur. Büyüklük budur, benim bildiğim.
Hayatımıza aldığımız insanları kusurlarıyla sevmeyi öğrenmemiz lazım. Yeniden sevginin, aşkın kıymetli olduğunu öğrenmeliyiz. Gösteriş ve şatafattan kaçınmalıyız. Sade bir törenle, kendimizi ve ailelerimizi yormadan evlenmeliyiz. Birbirini gerçekten seven insanların eşyaya bağımlılığı olmaz. Eşyanın kölesi olup sevdiği insanı üzmez. Sevdiği insanın geçmişini sorgulayıp ona eziyet etmez. En çok da ailenin para yüzünden dağılmasına üzülüyorum. Ailenin geliri o ailenin ortak rızkıdır. Senin benim davasına girilmemelidir. Eşler birbirinden gizli kapaklı işler yapmamalıdır. Güven zedelenirse düzeltmek çok zor olur.
Susmak, sevmek, saymak, güvenmek üzerine kurulmalıdır evlilikler. Sorunlarımızı konuşarak çözemiyorsak bir süre susmalıyız ve beklemeliyiz. Sevgimiz, geçmiş güzel günlerimiz üstesinden gelecektir. Yuva kurmak zor yıkmak ise çok kolaydır. Allah bize eş diye yazdıysa bir bildiği vardır. Bir sonraki evliliklerimiz inanın ilkin aratacaktır. Evliliğin içinde şiddet ve hakaret yoksa sorunlarımızı çözmeye çalışmalıyız. Evlenmek kadar boşanmakta haktır ancak yuvayı yıkmadan önce bin kere düşünmeliyiz. Çocuklar varsa, çocukları anne baba birbirine silah olarak kullanmamalıdır. Öncelikle çocuklar düşünülmemelidir.
Yeniden; sensiz dünyanın anlamı yok, iyi ki hayatımdasın, üşütme, sıkı giyin, emekli olunca birlikte şunu yapalım, dede ve nine olunca torunlarıma masal anlatacağım, seni bana verene kurban olurum, hayatı sebebimsin gibi cümlelerin kurulduğu evlilikler dileğiyle.