Timurtaş TÜGVA'da Türkiye'nin Dış Politika Vizyonu'nu Anlattı

AK Parti Gençlik Kolları Eski Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Osman Timurtaş Türkiye Gençlik Vakfı'nda (TÜGVA) Türkiye'nin Dış Politika Vizyonu konulu bir konferans verdi.


TÜGVA’nın İstanbul Cevizlibağ’daki genel merkezinde gerçekleşen programında Türkiye’nin yakın tarihini özetleyerek başladığı konuşmasında Timurtaş, “Türkiye, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana demokrasisi ortalama on yılda bir sekteye uğramış bir ülkedir. Bereket ki darbe, muhtıra ve postmodern darbelerden hemen sonra Türkiye tekrar demokrasisinin iyi kötü işlediği bir ülke olarak yoluna devam etme imkanı bulmuştur. Her darbenin arkasından sivil otorite yönetimi yeniden devralmıştır. 28 Şubat Postmodern Darbesi ile birlikte Türkiye büyük bir siyasal ve ekonomik kriz sürecine girmiştir. 98-2001 yılları arasında yaşanan siyasi ve ekonomik kriz Türkiye’yi kaosa sürüklemiştir. 1994-1995 yıllarında Recep Tayyip Erdoğan rüzgârı İstanbul başta olmak üzere bütün Anadolu’ya yayılmıştır. İnsanların bir kurtarıcı beklediği dönemde Erdoğan belirmiştir. Cezaevine girmesi, siyasi yasaklı olmasına rağmen parti kurması insanların Erdoğan’a olan ilgisini ve güvenini azaltmamıştır. 2001’de AK Parti kuruldu ve 2002’de tek başına iktidara geldi. Bu yüzyıllarca süregelen kutlu bir davanın tezahürüydü. İnsanlar AK Parti’yi tutunacak son dal olarak görüyorlardı. AK Parti olarak kurulduğumuz günden bu yana insanların bu ilgi ve güvenini boşa çıkartmamış ve Türkiye’yi her yönüyle yeniden inşa sürecini başlatmıştır” ifadelerini kullandı.



Timurtaş, ülkelerin dışarıda güçlü olması için öncelikle içerideki sorunlarını çözmüş olması gerektiğine vurgu yaparak, “Ekonomik istikrarın olmadığı yerde siyasi istikrar, siyasi istikrarın olmadığı yerde ekonomik istikrar olamaz” dedi.



Timurtaş, AK Parti hükümetlerinin başarılı bir dış politika çizgisi izlediğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Recep Tayyip Erdoğan’ın bireysel karizması ve ekibinin güçlü olması bizim en büyük avantajımızdı. Recep Tayyip Erdoğan’ın bireysel beceri, yetenekleri ile liderliğini Sayın Davutoğlu’nun danışman ve bakan olarak katkıları ile harmanlayarak dış politikada ciddi bir aktör haline geldik. Hükümet temsilcilerimizi ülke içinde elde ettiğimiz başarılarla destekledik. Halkımızın her seçimde AK Parti’ye daha fazla destek vermesi bizi uluslar arası arenada daha da güçlü kıldı. Bizden önceki dönemlerde Türkiye’nin dış politikası denince akla Yunanistan, Ermenistan ve Kıbrıs sorunu geliyordu. Sanki dünyada başka bir mesele yokmuş gibi kendimizi çok dar bir vizyona hapsediyorduk. ‘Üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili ülke’ yalanıyla uyutuluyorduk. AK Parti dönemiyle birlikte tüm dünyaya açıldık. Vizyonumuzu büyüttük. Kuzeyden güneye, doğudan batıya tüm dünyayı görev alanımız bildik ve ona göre çalıştık.”



Timurtaş, Türkiye’nin son dönemde İslam coğrafyası için rol model haline geldiğini belirterek şunları söyledi: “Diktayla yönetilen ve nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ülkelerde bir başkaldırı süreci yaşandı. Adına Arap Baharı dediğimiz bu süreç maalesef Suriye’de tıkandı. Suriye’de halk Esed’den reform yapmasını istedi. Esed bu talebe ölümle karşılık verdi. Devreye ülke olarak biz girdik ancak maalesef Esed insanları çoluk çocuk demeden öldürmeye devam etti. Biz de ilkeli bir duruşla ‘dostumuz dahi olsan halkına zulmediyorsan senin yanında yer almayız’ dedik.”



Mısır’da Müslüman Kardeşler tandanslı Mursi’nin göreve gelmesinin İsrail ve Neo-conları rahatsız ettiğine değinen Timurtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mursi göreve gelince Refah Sınır Kapısı’nı açarak Gazze’ye nefes aldırdı. Bunun üzerine darbe yapıldı ve Sisi ülkenin başına geçti. Sisi’nin ilk işi Mursi’nin açmış olduğu Gazze kapısını kapatmak olduk. Darbecileri içeriden çıkarttı. Bu darbe bütün Avrupa ve ABD’yi demokrasi söylemleri konusunda bitme noktasına getirdi. Çünkü Türkiye, Katar ve birkaç ülke dışında hiçbir ülke bu yaşananlara darbe diyemedi. Çok kötü bir süreç yaşandı. Arap Baharı ile yıkılan dikta rejimleri bu darbe ile yeniden canlandı.”



TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı – Eğitim Koordinatörü Mehmetcan Tokdemirli ise Osman Timurtaş’a katılımından dolayı teşekkür etti. Konferans boyunca üzerinde durulan konuların hepsinin ayrı birer başlık altında incelenecek kadar geniş olduğunu belirten Tokdemirli, “iyi bir fikir ziyafeti olduğunu düşünüyorum. Çok geniş konuların hepsinden özel bölümler bizlerle paylaşıldı. Fotoğrafın bütününü görmek adına hepimiz için iyi fırsat oldu diyebilirim. Arkadaşlarımın da bu fikir ziyafetinden istifade etmeleri beni mutlu etti” dedi.